Sonbahar Yorgunluğunu Beslenmeyle Yenmek

2 Ekim 2025

Sonbahar Yorgunluğunu Beslenmeyle Yenmek

Yazın uzun ve güneşli günlerinden sonra sonbaharın serin esintisiyle birlikte çoğumuzda sabah yataktan kalkmak zorlaşır, gün içinde halsizlik hissi artabilir ve motivasyonumuz düşebilir. Buna “sonbahar yorgunluğu” da denir. Aslında bu durum vücudun değişen mevsim şartlarına verdiği doğal bir tepkidir. Azalan güneş ışığıyla birlikte serotonin seviyeleri düşerken, melatonin artar; yani ruh hali biraz daha dalgalı olur, uyku düzeni değişir. Peki bu dönemde beslenme alışkanlıklarımızda yapacağımız bazı değişiklikler, sonbaharı çok daha enerjik ve keyifli hale getirebilir mi? Tabi ki evet!

Sonbaharın en önemli destekçilerinden biri olan yağlı tohumları günlük beslenme rutinimize eklemeliyiz. Ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişler hem E vitamini hem de omega-3 yağ asitleri içerir. Zihinsel yorgunluğu azaltır, konsantrasyonu artırır. Ara öğünlerinizde çantanızda küçük bir çiğ kuruyemiş paketi bulundurmak, günün geri kalanında daha enerjik hissetmenizi sağlar.

Mevsim geçişlerinde en sık yaşanan sorunlardan biri de bağışıklığın zayıflaması ve sık hastalanmaktır. İşte bu noktada mandalina, portakal, kivi, nar gibi meyveler soframızda daha çok yer almalıdır. C vitamini sadece bağışıklığı desteklemez, aynı zamanda vücudun enerji üretiminde de rol oynar.

Sonbahar yorgunluğunun en büyük sebeplerinden biri de gizli demir eksikliği olabilir. Bu nedenle ıspanak, pazı, roka gibi yeşil yapraklı sebzeler sofradan eksik edilmemeli. Bu sebzeler sadece demir değil, aynı zamanda folat açısından da zengindir. Folat, hücre yenilenmesi ve enerji metabolizması için kritik öneme sahiptir.

Sonbahar aynı zamanda balık mevsiminin başladığı dönemdir. Somon, uskumru, sardalya gibi yağlı balıklar; hem kalp sağlığını korur hem de ruh hali üzerinde olumlu etkiler gösterir. Omega-3 yağ asitlerinin depresyon belirtilerini hafiflettiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Haftada en az 2 gün balık tüketmek bu dönemde hem beden hem de ruh sağlığı için çok faydalıdır.

Sonbahar yorgunluğunda ve düşen hava sıcaklıklarında çoğumuz çareyi daha fazla kahvede ararız. Ancak fazla kafein, uyku düzenini bozarak yorgunluğu artırabilir. Bunun yerine ıhlamur, kuşburnu, adaçayı gibi bitki çayları hem bağışıklığı güçlendirir hem de daha huzurlu bir uyku sağlar. Kahveyi günün erken saatlerinde sınırlı tutmak daha sağlıklı bir tercihtir. Serinleyen havalarda susuzluk hissimiz azalır, bu yüzden su içmeyi kolayca unutabiliriz. Günde en az 2-2.5 litre su tüketmek, hem zihinsel hem fiziksel enerjiyi artırır. Çay ve kahve tüketimi suyun yerini tutmaz; mutlaka ek olarak su içmek gerekir.

Yorgunluğu azaltmanın en önemli yollarından biri de uyku düzenini korumaktır. Akşam saatlerinde ağır, yağlı ve şekerli yiyeceklerden kaçınmak uyku kalitesini artırır. Triptofan içeren yoğurt, süt, muz gibi besinler uykuya geçişi kolaylaştırır. Böylece sabahları daha dinç uyanmak mümkün olur.

Sonbahar yorgunluğu çoğumuz için kaçınılmaz gibi görünse de, doğru beslenme alışkanlıklarıyla bu dönemi çok daha keyifli ve enerjik geçirebiliriz. Doğru besinlerle vücudumuzu desteklediğimizde sadece bağışıklığımız değil, ruh halimiz de güçlenir. Unutmayın; tabaklarımızda mevsimin renkleri ne kadar çeşitliyse, enerjimiz de o kadar yüksek olur.

 

DİYETİSYEN GÜLİN ALTUN – EDİRNE ÖZEL EKOL HASTANESİ

 

 

Posted in Haber & Duyuru