Hepimiz zaman zaman kafamızda aynı düşünceleri döndürüp dururuz. Ancak bazıları için bu, neredeyse gündelik hayatın bir parçası haline gelir. İşte bu duruma psikolojide “çok düşünmek”, “aşırı zihinsel ruminasyon” veya toplumda bilinen adıyla “overthinking” deniyor.
Çok düşünmek (Overthinking) nedir?
Basitçe söylemek gerekirse, zihnin “dur” düğmesine basılamaması halidir. Kişi, yaşanmış olayları tekrar tekrar analiz eder, olası senaryoları hesaplar ve çoğu zaman olumsuz sonuçlara odaklanır. Bu durum sadece zamanı tüketmekle kalmaz; aynı zamanda kaygıyı, yorgunluğu ve kararsızlığı da beraberinde getirir.
Neden oluşur?
Çok düşünmenin temelinde genellikle kontrol isteği yatar. İnsan zihni, geleceği öngörerek risklerden korunmak ister. Ancak belirsizliğe tahammül azaldığında, beyin bir çıkış yolu bulmak yerine aynı döngüde sıkışır. Mükemmeliyetçilik, geçmişte yaşanan travmalar, kaygı bozuklukları ve yoğun stres de bu süreci tetikleyen önemli faktörlerdir.
Nasıl durdurulur?
Zihni susturmak kolay değildir, fakat mümkündür.
- Öncelikle, düşüncelerin farkına varmak ve onları yargılamadan gözlemlemek gerekir.
- Günlük tutmak, düşünceyi kağıda aktarıp zihni boşaltmanın etkili yollarından biridir.
- Nefes egzersizleri ve meditasyon, zihne mola verdirebilir.
- Düşüncelerin yerini davranışlara bırakmak, yani harekete geçmek de döngüyü kırmanın en güçlü yollarındandır.
Unutmayalım: Çok düşünmek, beynin çözüm arayışıdır; ama her zaman çözüm üretmez. Bazen yapılacak en sağlıklı şey, düşüncelerin üzerine gitmek değil, onlara biraz mesafe koymaktır. Çünkü bazen sessizlik, zihnin en çok ihtiyaç duyduğu şeydir.
Edirne Özel Ekol Hastanesi
Uzman Klinik Psikolog Şebnem ZEHİN