Vasküler Lezyonda Kullanılan Lazerler

       Vasküler lazerler için hedef kromofor oksihemoglobin olup, bu kromofor tarafından selektif olarak absorbe edilen ışınlar 418 nm ila 585 nm arasında olup (3 primer absorbsiyon piki:418,542 ve 577 nm), en ideal tedavi dalga boyları 577 – 585 nm civarında sarı ışıktır.Buna karşın nispeten geniş vasküler lezyonlarda yeşil ışık veya infrare lazerler (Nd:YAG, CO2 lazerler) ile kombine edilebilirler. Vasküler lezyonlarda kullanılan lazerler şunlardır:

1. Karbondioksit lazer(sürekli-dalga) (10 600 nm)
2. Argon lazer (488 nm ve 514 nm)
3. Argon kaynaklı ayarlanabilir boya lazeri (488-638 nm) 4
4. Neodymium: Yttrium Aluminum Garnet (Nd:YAG) lazer (1064 nm)
5. Frekansı katlanmış Nd:YAG lazer (KTP) (532 nm)
6. Kripton lazer (568 nm)
7. Bakır buharlı ve bakır bromid lazerler (578 nm)
8. Flashlamb kaynaklı pulse boya lazerler (577 – 600 nm)
9. Yoğun, pulse ışık kaynakları (515 – 1100 nm)
10. Alexandrite lazerler (755 nm)
11. Diode lazerler (800 nm)
       Tüm kütanöz vasküler lezyonlara etki edebilecek tek bir lazer tipi yoktur. Vasküler lezyonların karakteristik özellikleri lazer tipinin seçiminde yol göstericidir. Telenjiektazi, spider anjiom, yüzeyel hemanjiomlar ve bazı Port-Wine hemanjiomlarda gerek pulse gerekse de devamlı dalga sarı ışık lazerler (Kripton, Bakır Bromid) etkili bir şekilde kullanılabilirken; derin kavernöz veya hipertrofik PWH’lar ve derin subkütan yerleşimli hemanjiomlarda daha agresif nitelikte koagülatif etkili devamlı dalga Karbnondioksit veya Nd:YAG lazerlerin ya da yoğun pulse ışık kaynaklarının tedaviye eklenmeleri gerekebilmektedir.Bu olgularda oldukça çok sayıda seans gerekmektedir (10-20 seans). Özellikle PWH’ların tedavisine mümkün olunduğunca erken süt çocukluğu döneminde başlanmalı ve selektif özelliği daha fazla olan Boya lazerler gibi selektif fototermolizisi gerçekten yerine getirebilen pulse lazerler tercih edilmelidir. Fakat boya lazerlerinin en önemli dezavantaji fotoakustik etkilerinden dolayı damarı patlatmalarının sonucu oluşan ve yaklasık 7-10 gün deride kalan purpuralardır. Yüzdeki telenjiektaziler gibi kozmetik amaçlı yapılan tedavilerde çoğu hastalar tarafından tolere edilemediklerinden bu gibi yüzeyel ve yoğun olmayan damasal lezyonlarda Kripton Bakır bromid, KİP gibi devamlı-dalga yada yalancı-devamlı dalga lazerler tercih edilebilmektedir. Son zamanlarda Pulse Boya Lazerlerin pulse sürelerinin 40 milisaniyeye kadar uzatılması ısıyı daha uzun sürede dokuya yayarak damar patlaması ve sonuçta purpura oluşumunu da daha azaltmaktadır.Argon lazer vasküler lezyonların tedavisinde ilk kullanılan lazerlerdendir. Fakat mavi-yeşil(418 nm) ve yeşil (514nm) dalga boylarının hemoglobin tarafından spesifik olarak absorbe edilememesinden ve devamlı-dalga lazerlerden olmalarından dolayı çevre dokuda oluşturdukları koagülatif hasar daha fazla olmakta, buda vasküler lezyonun tedavisine rağmen belirgin yan etkiler oluşturmalarına neden olmaktadır. Yeni pulse lazer sistemlerinin geliştirilmesiyle artık kullanımları oldukça sınırlandırılmış durumdadır.Kripton lazer 568 nm dalga boyunda sarı ışık oluşturmaktadır. Bu ışık hemoglobin tarafından iyi absorbe edilir, fakat ışınlar devamı-dalga modunda salındıklarından çevre dokularda termal hasar oluşturabilmektedirler. Özellikle yüzeyel ve ince damarsal yapılarda (spider anjiom, telenjiektaziler, vb) kozmetik sonuçlar çok iyidir. PWH’larda sonuçlar yetersiz yada çok geçtir. Kullanımı oldukça pratik lazerlerdir. Bakır buharlı lazerler 578 nm dalga boyunda sarı ışık verirler, hemoglobin absorbsiyonları çok iyidir. Teorikte pulse lazerler olmalarına rağmen 20-40 nanosaniyelik pulseler, 10-15 kHz gibi çok hızlı bir şekilde zincirler halinde salındıklarından ve bu zincirlerde elektronik olarak 0.075-0.3 saniyelik sürelerden oluşan uzun pulselere ayrılarak verildiklerinden devamlı- dalga lazerler gibi davranırlar.Özellikle yüzeyel ve ince damarsal yapılarda kozmetik sonuçlar iyidir. PWH’larda yanıtlar yetersiz yada çok geçtir, yeşil ışık ile kombinasyonları gerekebilmektedir. Sık sık kalibrasyon gerektirmeleri pratik kullanımını zaman zaman zorlaştırmaktadır.Pulse Boya Lazerleri selektif fototermoliz kavramı çerçevesinde ilk geliştirilmiş lazer sistemidir. Lazer ortamı olarak çeşitli sıvı organik boyalar kullanılabilir. Kullanılan boyaya bağlı olarak da oluşturulan dalga boyu 400 ila 700 nm arasında değişir. En sık kullanılan boyalar rhodamine ailesine ait olanlardır. Bu boyalarla elde edilen 577-600 nm dalga boylarındaki ışınlar, port wine hemanjiomların mikrodamarları için gerekli olan termal gevşeme zamanını sağlayacak tarzda ayarlanmış kısa süreli, 450 mikrosaniye, ışın pulseleri yanında son geliştirilen modellerinde selektif fototermoliz çerçevesinde,daha geniş damarlara da etki edebilecek 40 milisaniyeye kadar uzun pulse süreleri de üretmektedirler. Bu dalga boylarındaki lazer enerjisi hemoglobin tarafından ideal bir şekilde absorbe edilirken, melanin tarafından minimum absorbe edilir. Pulse boya lazerlerinin kullanımının en büyük avantajı; termal etkiyi direkt mikrodamarlara sınırlayarak, lazer-doku etkileşiminin kurallarını mükemmel bir şekilde yerine getirmesidir. Bu özelliği, skar oluşumu için risk altında olan anatomik bölgelerin (üst dudak,çene altı ve boyun lateralleri gibi) ve infantların ile çocukların etkili bir şekilde tedavi edilmesine olanak verir.Geniş spot çaplarından dolayı (5-10 mm) uygulamaları pratiktir, Bu lazerin en büyük dezavantajı, tedaviden hemen sonra oluşan ve 10-14 gün kalabilen purpuralar oluşturması ve maksimum damar rezolüsyonları için çok sayıda tedavi seanslarına ihtiyaç göstermeleridir. PWH’lar için en ideal lazerler olmalarına rağmen, oluşturdukları purpurlardan dolayı yüzeyel ve ince telenjiektaziler ve spider anjiomların tedavisinde hastalar tarafından tolere edilemeyebilirler.Son dönemlerde pulse boya lazerlerinin pulse süreleri daha da uzatılmak (1.5 milisaniye, 10- 40milisaniye) ve dalga boyları daha da arttırılmak (600 nm) suretiyle daha derin ve geniş damarlara da etki etmeleri sağlanmaya çalışılmaktadır.  Yine bu uzun pulse süreleri purpura riskini de azaltmaktadır. Neodymıum: yttrıum- alumınum-garnet (Nd:YAG) lazer birtakım seçilmiş hastalık grubunda, dermatologlar tarafından kullanılan infrare lazerdir. Devamlı dalga modunda (CW), 1064 nm dalgaboyunda infrareye yakın bir ışık üretir. Spesifik bir renk kromoforu yoktur.Doku proteinleri ve biomoleküller tarafından nonspesifik olarak absorbe edilirler. Derin dokulara penetre olmaları (5mm) ve derinin iki kromatoforu (hemoglobin, melanin) tarafından da zayıf absorbe edilmeleri nedeniyle dokuda geniş bir termal hasar zonu ve skarlaşma oluştura-bilmektedirler. Dermatolojide daha çok hemanjiomlarda ve erişkinlerdeki nodüler tip port wine hemanjiomlarda (PWS) ve bacaklarda bulunan, diğer selektif lazerlerin yetersiz kaldığı geniş çaptaki damarları fotokoagüle etmek ve ayrıca özellikle koyu cilt tipli kişilerde epilasyon amacıyla kullanılmaktadırlar.
       Enerjinin büyük bir kısmı yansır ya da çevre dokulara dağılır. Bu nedenle de diğer lazerlerden daha fazla termal koagülasyona uğramış doku oluşturur.Bu etkisinden dolayı Nd:YAG lazerler güçlü ve etkili doku koagülatörleri olarak ün yapmışlardır.Frekansı katlanmış ve Q-anahtarlı Nd:YAG lazerler: İnfrareye yakın Nd:YAG lazer enerjisinin (1064 nm), potasyum titanil fosfat (KTP) içeren optik kristallerden geçirilmesiyle frekansı katlanmış ve dalga boyu yarılanmış (532 nm), yeşil ışık üreten başka bir lazer formu elde edilebilir. Bu dalga boyu hem hemoglobin, hem de melanin tarafından absorbe edilebildiğinden yüzeyel ve ince damarsal yapılarda kullanılabilmektedir, fakat epidermal melanin tarafından da absorbe edildiklerinden pigmentasyon problemleri yaratabilir. Son zamanlarda pulse sürelerinin ve enerjilerinin artırılması daha geniş damar yapılarına da etki etmelerini sağlamaya yöneliktir. 532 nm KTP lazerin en sık görülen yan etkileri hafif eritem, ödem, ve geçici bir kabuklanmadır. Purpura yapmaması, telenjiektazi tedavisinde Boya lazerlere üstünlüğünü gösterir. Buna karşın dalgaboyunun kısa olması derin dokulara penetrasyonunu engeller ve ayrıva 532 nm dalgaboyu hemoglobin dışında melanin tarafından da iyi absorbe edilebildiğinden koyu deri tipi olan kişilerde kullanımını sınırlayabilmektedir. , Yoğun pulse ışık kaynakları 515 nm ila 1100 nm arasında lazer-benzeri ışık yaratan aletlerdir. Işık tekli, çiftli yada üçlü atışlarla oluşan milisaniyelik pulse süreleri şeklinde salınır. Dalga boyları çeşitli filtreler (515 den 590 nm’ye) yardımıyla değiştirilebilir. 5×35 mm’lik geniş bir alandan salınırlar. Işın tekli,ikili ve üçlü seriler halinde, 2-25m ilisaniyelik pulse sürelerinde ve 10-500 milisaniyelik bekleme süreleriyle verilebilir. Parametrelerinin geniş aralıklar dahilinde ayarlanabilinmesinden dolayı değişik vasküler lezyonlarda (telenjiektaziler, PWH’lar, bacak telenjiektazileri) başarıyla uygulanabildikleri bildirilmekle beraber, aynı özellikten dolayı kullanımı özel maharet gerektirir ve epidermal hasar yada pigmentasyon bozukluk riskleri fazla olabilir. Ufak kalibreli damarlar kısa cut0ff filtrelerle (515 veya 550 nm) tedavi edilirlerken, geniş çaplı damarlar daha uzun dalga boylara (570 ve 590 nm cutoff filtreli) daha iyi yanıt verirler. ‘ Alexandrite (755nm) ve Diode (800nm) lazerlerin damarsal lezyonlar üzerine etkileri üzerine de etkili sonuçlar bildiren yayınlarda yavaş yavaş çıkmaktadır. ‘ 
       Vasküler dokularda fototermal ve fotoakustik mekanizmalarla oluşan hasar 4-6 haftada tamamlandığından, vasküler lezyonlardaki tedavi seanslarının bu sürelerden önce tekrarlanmaması tavsiye edilir.Vasküler lazerler özellikle alt ekstremitelerdeki geniş çaplı damarlarda, derin yerleşim ve hidrostatik basınç nedeniyle etkisiz kalabilmektedirler.Genel olarak 1 mm çapına kadar olan bacak telenjiektazilerinde lazer tedavisi etkili olabilmektedir (İdeali 0.3-0.5 mm). Bu bölgelerde kullanılacak lazerlerin daha derine ulaşmaları ve daha büyük damarlara etki edebilmeleri için:
a) Uzun dalga boyu
b) Uzun puse süreli
c) Yüksek enerjili olmaları gerekmektedir.
Bu amaca yönelik son dönemlerde geliştirilen lazerler şunlardır:
1) Uzun pulse süreli, uzun dalga boylu Pulse Boya Lazerleri (585 – 600 nm, 1.5 milisaniye, 10-13 J/cm2
2) Uzun pulse süreli frekansı katlanmış Nd:YAG lazerler (KTP) (532 nm, 1-50 milisaniye)
3) Yoğun, pulse ışık kaynakları (515 – 1100 nm, -50 milisaniye, -90 J/cm2)
4) Uzun pulse süreli Alexandrite Lazer (755 nm, -20 mlilisaniye)
5) Yüksek güçte, pulse diode lazerler. 810 nm, -30 milisaniye, -40 J/cm2)
6) Uzun pulse süreli, pule Nd:YAG lazerler (1064 nm, 200 milisaniye, 200 J/cm2)
Fakat bu özellikler yüksek miktarda yan etki riskini de beraberinde getirmektedir: vezikülasyon (%60-80), kabuklaşma (%60-80), skar oluşumu (%5-20), hiperpigmentasyon (%5-50), hipopigmentasyon (%3-20).
Bu nedenle çoğunlukla bacak damarlarının tedavisinde skleroterapi ile kombine edilmeleri önerilmektedir.